Üroloji

Ana Sayfa Üroloji

Üroloji, erkek ve kadının idrar yolları ve organları ile erkek üreme organlarını konu alan ve bu sistemlerin hastalıkları ile uğraşan cerrahi tıp bilimidir. Ayrıca böbreküstü bezlerinin cerrahi tedavisi de ürolojinin alanına girer. Üroloji, hem erişkin hem de çocuk hastalarla ilgilenir.

Üroloji pratiğinde karşılaşılan hastalıklar arasında: idrar yolları tıkanıklığı, prostat büyümesi, iktidarsızlık, kısırlık, idrar kaçırma, böbrek ve idrar yollarının taşları; böbrek, mesane, prostat ve yumurta kanserleri önemli bir yer tutar. Ürologların tedavi ettiği sık görülen diğer bazı hastalıklar ise, idrar yolu iltihapları, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, ve ürolojik organların yaralanmalarıdır.

Ürolojinin bu geniş çerçevesi nedeniyle, Amerikan Üroloji Derneği tarafından yedi adet alt branş ayırt edilmiştir: 1.Çocuk Ürolojisi 2.Üro-onkoloji (Kanserler) 3.Böbrek nakli 4.Erkek kısırlığı 5.Taş hastalığı (İdrar yolları taşları) 6.Kadın Ürolojisi 7.Nöro-üroloji (İşeme bozuklukları, idrar kaçırma, sertleşme bozuklukları ve iktidarsızlık)

Ayrıca, özellikle erkek çocukların doğuştan gelen bazı hastalıkları da ürolojinin ilgi alanındadır. Bunlar arasında, inmemiş testis (yumurtanın torbaya inmemesi), kasık fıtığı, hidrosel (torbada su kesesi), idrar deliğinin yanlış yerde olması (hipospadiyas ve epispadiyas) sayılabilir. Gece yatak ıslatma, mesaneden böbreğe idrarın geri kaçması, sünnet derisinin tüm hastalıkları ve sünnet operasyonu da ürolojinin sahasına girmektedir.

Üroloji bilimi, açık cerrahi ameliyatlar yanında, endoskopi ve laparoskopi gibi modern teknolojik yöntemlere dayalı kapalı ameliyatları da gerçekleştirir.

Üroloji Sıkça Sorulan Sorular

Veziko Üreteral Reflü, idrarın mesaneden böbreklere geri kaçması demektir. Normalde idrar tek yönlü olarak böbreklerden üreterler yolu ile mesaneye gelir ve kesinlikle mesaneden böbreklere geri kaçmaz. İdrar yolu enfeksiyonu geçiren tüm çocuklar, özellikle bu ateşli bir enfeksiyon ise, reflü açısından incelenmelidir. Reflü, ateşli böbrek enfeksiyonlarına ve sonrasında böbrek hasarına neden olabilir. Tedavi gerekliliğine veya şekline böbrek hasarı riskine göre karar verilir. Günümüzde endoskopik tedavi ile yüksek derecede başarı elde edilmektedir.
Varikosel, testis toplardamarlarının bacaklardaki varis tarzı genişlemesine klinikte verilen isimdir. Çeşitli mekanizmalarla (ısı, serbest radikaller vb) sperm sayı ve kalitesini etkileyebilir. Kısırlık şüphesiyle başvuran erkeklerde toplum geneline göre çok daha yüksek bir oranda tespit edilmektedir. Genellikle müphem ağrı haricinde belirti vermese de damarlardaki genişleme, bir süre sonra dışarıdan görülecek kadar belirginleşip bacaklarda görülen varis benzeri bir şekil alabilir. Tanısı klinik muayene ile konulur ve lüzum halinde ek tetkikler istenebilir.

İdrar yolu enfeksiyonu (İYE) her yaşta kadın veya erkeği etkileyebilen, çok farklı klinik tablo ile ortaya çıkabilen bir hastalıktır. Büyük çocuk ve erişkinlerde en çok görülen belirti, idrar sırasında ve sonrasında ortaya çıkan yanma hissidir. Yanma hissi hafif olabilir ya da ağrıyla birlikte görülebilir. İdrar yolu enfeksiyonunun diğer belirtileri; sık idrara çıkma (veya idrara çıkma isteği), karnın alt kısmında rahatsızlık ve şişlik hissi, bulanık ve ağır kokulu idrardır. Bebeklerde ise sıklıkla huzursuzluk, emmeme veya ateş varlığı ile tanı konulmaktadır.

İdrar yolu enfeksiyonuna genellikle idrar yolundan mesaneye kadar ulaşan bakteriler neden olur. Bu nedenle dış idrar kanalı erkeklere göre daha kısa olan kadınlarda İYE daha sık görülmektedir. Ateşsiz ve sadece mesanede İYE görülmesine “sistit” adı verilir. Ancak, idrar yolu enfeksiyonu bazen üriner sisteme bağlı olan böbrekleri ve üst idrar kanalını etkileyebilir. Basit sistit sık görülen ve tek başına organ hasarı oluşturmayan bir durumdur. Ancak ateş varlığında mutlaka böbrekleri de etkileyen “piyelonefrit” akla gelmelidir. Piyelonefrit böbreklere kalıcı zarar verebilir ve mutlaka uygun şekilde tedavi edilmelidir.

Özellikle bebek ve çocuklarda sebebi bilinmeyen ateş durumunda ezbere ateş düşürücü veya antibiyotik kullanılmamalı, şüphe halinde idrar tahlili ve kültürü yapılmalıdır