Sıkça Sorulan Sorular
Sünnette amaç idrar yolunun açık olması, sünnet derisinin altında birikim olmaması ve genital hijyen kolaylığıdır.
Estetik sünnet diye bir sünnet şekli olmasa da doğal olarak sünnet sonrasındaki görünümün estetik olması önemlidir.
Sünnet farklı toplumlarda farklı şekilde uygulanır. Mesela Avrupa ülkelerinde sünnet genellikle enfeksiyon görülen veya sünnet derisi darlığı nedeniyle rahat idrar yapamayan bireylerde sadece idrar kanalının ucunu açacak şekilde yapılır. Bizim toplumumuzda bu tür sünnet pek kabul görmez. Bizde penis başını üzerini örten sünnet derisinin tamamının alınması yaygındır. Ancak sünnet işleminde estetik görünsün diye fazla cilt alınması doğru bir yaklaşım değildir. Çocuğun anatomisine uygun şekilde, ileride ereksiyonda gerginlik yaratmayacak şekilde cilt bırakılması çok önemlidir. Bu da özellikle bebeklerde ve kilolu çocuklarda sünnet sonrasında cildin penis başını bir miktar veya bazen tamamen örtmesi anlamına gelmektedir.
Ülkemizde çocuk şayet doğar doğmaz sünnet edilmemişse genel anestezi altında sünnet olmalı gibi inanış var. Ben bu görüşe katılmıyorum. Sünnet olacak her çocuk ve ailesi için aynı şartlar söz konusu değildir. Sünnet öncesi görüşme esnasında iyi bir bilgilendirme ve muayene sonucunda uygulanacak anestezi şekline aile ile birlikte karar vermek en doğrusudur.
Genel anestezi tercih edilebilecek durumlar şu şekilde sıralanabilir
- Ailenin ve/veya çocuğun tercihi
- Sünnet ile aynı seansta ek işlem planlanan durumlar
- Uygunsuz yaşta sünnet mecburiyeti (çok nadir) veya aile ısrarı
- Çocukta ciddi endişe, korku
- Aşırı kilolu çocukta kiloya bağlı gömük penis (mümkünse sünnet ertelenerek kilo vermesi önerilir)
Sünnet tecrübeli birinin yapması gereken bir cerrahi işlemdir. Küçük bir operasyon gibi gözükse de aslında çok önemlidir. Lokal anestezi altında yapıldığında tecrübe ve bilgi çok daha önem kazanır.
Sünnet komplikasyonları arasında en sık gördüğümüz şeyler küçük estetik kusurlardır. Derinin düzgün alınmaması gibi kozmetik komplikasyonlar nadir değildir. Belli bir yüzdede işlem sonrası kanama görülebilir.
Her cerrahi işlemde olduğu gibi enfeksiyon görünme olasılığı mevcut olsa da ciddi enfeksiyon çok nadirdir.
Daha ciddi komplikasyonlar olarak derinin kısa bırakılması, organ yaralanması hatta çok ileriki durumlarda penis kaybı sayılabilir.
Her toplumda sünnet fanatikleri ve sünnet karşıtları vardır. Her ikisinin de söylediği uç şeylere çok fazla itibar etmemek gerekir. Sünnet ne insan hayatını etkileyen, kalıcı etkiler bırakan ne de dünya üzerinde her bireyin illa olması gereken bir operasyondur. Sünnetin özellikle kişisel hijyenine çok fazla dikkat edemeyen toplumlarda ciddi faydası görülmüştür. Enfeksiyonların oluşmasının ve çiftler arasında taşınmasının ihtimalini belirgin oranda azaltır.
Dünya Sağlık Örgütü birkaç sene önce Afrika’da kabileler arasında bir araştırmayı yayınladı. Çalışma sonunda diğerlerinden tek farkı sünnetli olmak olan kabilelerde cinsel yolla bulaşan hastalıkların ve enfeksiyon (HIV vb) yüzdesinin çok daha az olduğu görüldü ve bu toplumlar için sünnet öneri listesine alındı.
Kişisel hijyenin çok iyi olduğu ülkelerde sünnetin koruyucu etkisi azalır. Ama dünya nüfusunun çok büyük bir bölümü ne yazık ki bu grupta yer almıyor.
Sünnetli toplumlarda penis kanserinin neredeyse hiç görülmüyor olduğu bir gerçek. Ne var ki penis kanseri zaten çok sık görülen bir kanser tipi değil. Hayat standartlarının çok yüksek olduğu ve kişisel bakıma dikkat edilen toplumlarda da bu kanser tipi sünnetli toplumlara yakın oranlarda görülüyor.