Çocuk Ürolojisi

Ana Sayfa Çocuk Ürolojisi

Çocuk Ürolojisi Sıkça Sorulan Sorular

Sık görülen bir durum olan inmemiş testis; bir ya da iki testisin doğum anında yumurtalık torbasında olmama durumudur. Gerçek inmemiş testis, ektopik testis,utangaç testis gibi çeşitleri vardır. Bazen de testis hiç oluşmamıştır.

Gerçek inmemiş testis durumunda testis normal inmesi gereken hat üzerinde ancak yumurtalık torbasına ulaşamamış durumdadır. Ektopik testis varlığında ise testis normal iniş aksı dışında bir bölgeye yerleşmiştir. İnmemiş testis varlığında acil müdahale gerekliliği yoktur. Ancak üreme üzerine olan etkilerinin 1 yaş civarında başladığı bilinmektedir. Bu nedenle 6 ay civarında tekrar görülüp gerek varsa tedavi planlanmalıdır.

Gömük penis, penisi dışarıda tutan bağların yetersizliği veya kasık bölgesindeki aşırı yağlanma nedeniyle penisin vücut içinde saklandığı durumu ifade eder. Çocukluk çağında penisin küçük olması endişesiyle yapılan doktor başvurularının çoğunda gömük penis saptanmaktadır. Beslenme alışkanlıklarının değişmesi ve çocukluk çağında obezitenin artmasıyla birlikte sıklığı her geçen yıl artmaktadır.

Kilolu ve gömük penis bulunan çocukların sünneti de mutlaka bu konuda tecrübeli kişiler tarafından yapılmalıdır. Sünnet öncesinde mutlaka kilo vermesi önerilir ancak genellikle başarılı olunamadığı görülmektedir. Sünnet sonrasında estetik kusurlar daha sık görülür. Sünnet sonrasında penisi dışarıda tutacak günlük manevralara dikkat edilmezse penis yağlar arasında kalabilir ve yapışmalar nedeniyle tekrar işlem gerektirebilir.

Gömük penis durumunda ameliyat gerekliliği görecelidir ve hasta (veya çocuksa ailesi) ile detaylı bir bilgilendirme sonucunda planlama yapılmalıdır.

Hipospadias, idrar deliğinin penisin alt yüzünde ve olması gereken yerden geriye yerleştiği bir gelişim anomalisidir. Ciddiyetine göre sınıflandırılır ve isimlendirilir. En basit formunda idrar deliği penis başında (glans) yerleşimlidir ve genellikle sadece kozmetik sorun oluşturur. Ciddi formlarında delik penis ile yumurtalık torbasının birleşim yerinde ve hatta daha geride bulunabilir. İleride idrar zorluğu, peniste eğrilik, spermin doğal olarak rahme iletilememesi ve psikolojik sorunlara yol açabileceği için sıklıkla ameliyat önerilir. Ameliyat çocuk ürolojisi ile ilgilenen bir uzman tarafından, altı ay ila bir yaş arası bebeklik döneminde yapılmalıdır. Anomalinin ciddiyetine göre birden fazla seanslı ameliyatlar planlanabilir. Başarılı geçen bir ameliyat sonrasında dahi ikinci bir girişimi gerektirecek bir durum (fistül, darlık vb.) ortaya çıkabilir. Aile bu konuda bilgilendirilmelidir. Hipospadias ameliyatlarında sünnet derisi yardımcı doku olarak kullanılacağı için öncesinde sünnet yapılmaz. Ameliyat sonrasında penis zaten sünnetli görünüm alacaktır.
Peygamber sünneti olarak anılan durumda ise idrar deliği doğru yerindedir ama sünnet derisinin alt kısmı oluşmamıştır. Estetik bir görünüm olmadığı için çocuklara genellikle sünnet yapılır. Dorsal hood (kapaklı penis) deformitesi görünüm olarak hipospadiasa benzeyen ancak ameliyat gerektirmeyen bir durumdur. Gelişemeyen kısım idrar yolu (uretra) değil, sünnet derisinin alt (ventral) kısmıdır. Dorsal hood deformitesinde modifiye bir şekilde sünnet yapılmasında sakınca yoktur.
Yumurtalıkların etrafındaki zarların arasında su bulunması durumudur. Doğum sırasında kapanmış olması gereken bir açıklığın kapanmaması veya geç kapanması sonucu oluşur. Muayene ve tetkikler ile eşlik eden anomaliler (fıtık vb.) dışlandığı taktirde saf hidroselden bahsedilir ve sıklıkla girişim gerektirmeden ilk yıl içinde geriler. Birinci yılın sonunda düzelme yok ise sıvıyı uzaklaştırmak ve tekrar oluşmasını engellemek için ameliyat önerilebilir.

Bebeklerde masum kum dökme, genellikle, annenin bebeğinin bezinde pembe, kırmızı bazı lekeler ya da parçacıklar görmesi ile fark edilir. İdrar tahlilinde kristallerin görülmesi ve ultrason ile teyit ile taş hastalığından ayrımı yapılır. Sıkça karşılaşılan bu sorun, genellikle yetersiz sıvı alımı ile ilgilidir ve tıbbi tedavi gerektirmez.

Taş hastalığı ise daha ciddi bir takip gerektirir. Metabolik hastalıklar araştırıldıktan sonra taşın yerine, cinsine ve büyüklüğüne göre uygun şekilde tedavi edilmelidir.

Gebelikte ultrasonun kullanıma girmesiyle birlikte doğum öncesi böbrek genişlemelerinin (antenatal hidronefroz) tanısı konulmaya başlanmıştır. Aile için büyük endişe yaratan bu durum sıklıkla masum olmakla birlikte doğum sonrasında çocuk ürolojisi konusunda deneyimli bir doktor tarafından uygun şekilde takip edilmeli, ultrason ve gerekirse ek tetkikler yardımıyla idrar kanalında darlık, vezikoüreteral reflü gibi durumlar ekarte edilmelidir.

Gündüz herhangi bir işeme bozukluğu bulgusu olmayan çocukta sadece uykuda idrar kaçırma durumu “gece altını ıslatma” veya “monosemptomatik enürezis nokturna” olarak tanımlanır. Enürezis görülen çocukta sıklıkla aile hikayesi mevcuttur. Hem anne hem baba tarafında enürezis mevcutsa çocukta görülme ihtimali de artar.

Monosemptomatik enürezis tanısı mutlaka uzman doktor tarafından konulmalı, mesane veya diğer organların hastalıkları ekarte edilmelidir.

Enürezis sıklığı yaşla birlikte azalmakta ve genellikle 5 yaş ve sonrasında tedavi düzenlenmektedir.

Fimozis, sünnet derisinin penis üzerinden geriye sıyrılamadığı durumları ifade eden genel bir terimdir. Doğum anında bebeklerin %96 kadarında fizyolojik fimozis mevcuttur. Yani doğal olarak sünnet derisi penise yapışıktır. Aylar ve yıllar içinde sünnet derisi doğal mekanizmalarla penisten ayrılır ve geri çekilebilir hale gelir. Beş yaşında çocukların %80 kadarında sünnet derisi neredeyse tamamen sıyrılabilir duruma gelir. Patolojik fimozis durumunda ise sünnet derisinde çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle oluşan nedbeleşme nedeniyle sünnet derisi penisten sıyrılamaz ve bazen idrar çıkışını engelleyecek şekilde darlık oluşabilir.

Her iki durum için cerrahi (sünnet) veya cerrahi dışı tedavi seçenekleri mevcuttur.

Parafimozis, dar sünnet derisinin geriye çekilmiş halde, glans penisi sıkıştırıp kan akımını engelleyecek şekilde kaldığı ürolojik acil bir durumdur. Genellikle aile veya çocuğun kendisi tarafından sünnet derisinin aşırı şekilde geriye çekilmesiyle oluşur. Sünnet derisi basit bir şekilde normal haline getirilemiyorsa hastaneye başvurulmalıdır. Sıklıkla ürolog tarafından uygun müdahale ile düzeltilebilse de acil sünnet gerektirebile nadir durumlardandır.